31 Aralık 2013 Salı

KİTAP TİRYAKİLERİ 3. BLOG TURU: Manastır ~ Chris Culver (YORUM)


   Kitabımızın ana kahramanı Dedektif Ash Rashid,biraz asabi,başına buyruk ve bireysel çalışmayı seven tipik kötü polis görünümlü iyi polislerden.Hani, dışarıdan baktığınızda soğuk ve korkutucu olan ama biraz vakit geçirdiğinizde iyilik yapmayı seven ve babacan bir karakter.Sevdiği yeğeninin aşırı doz uyuşturucudan öldüğünü söyleyip dosyayı kapatmaya çalışan polis teşkilatına karşı tek başına savaş açıyor ve gerçeğin bambaşka olduğunu keşfediyor.
  Karakter benim sevdiğim dedektif karakteriyle uyuşuyor ama yazarın hikayeyi anlatış tarzını beğenmedim.Polisiye hikayelerde heyecanın dozu yavaş yavaş artar ve sona doğru tavan yapar.Katil ya da katiller sona doğru ortaya çıkar ve çoğunlukla şaşırdığınız kişilerdir.Burada ise heyecan hep aynı dozda.Zaman zaman hikayeden kopuyorsunuz.Ayrıca neredeyse sayfanın ortalarında olay çözülüyor.Son tam bir son olmadı.En azından ben anlamadım.Üzgünüm ama bir polisiyeden beklediğim tadı bu kitaptan alamadım.
   Karakterlerden birinin bir sözü en beğendiğim cümlelerden,paylaşmak istedim.


"İnsanlara inanacakları bir şey verirsen senin için her şeyi yapacaktırlar."

29 Aralık 2013 Pazar

GERÇEK BİR AKSİYON VE MACERA KİTABI:"GÜVEN BANA"

Jeff Abbott,polisiye roman yazarları içinde bence en ön sıralarda yer alıyor.Hikayeler sürükleyici,heyecan verici ve şaşırtıcı.Okurken sayfaların nasıl aktığını fark etmiyorsunuz bile.Tam çözüme ulaştım derken yeni bir olayla daha karşılaşıyorsunuz.
Bu hikayenin ana kahramanı çocukluğunda babasını teröre kurban veren ve gençliğinde de annesini trafik kazasında kaybeden,yalnız ve yakışıklı bir psikoloji öğrencisi.Babasının ölüm şekli onu öylesine etkiliyor ki suça eğilimli insanlar üzerine araştırma yapmak en önemli işi haline geliyor.Ancak araştırmaları onu çok farklı olaylar zinciriyle karşılaştırıyor.Her an ölümle burun buruna yaşıyor ve geçmişinin hiç de göründüğü gibi olmadığını anlıyor.
Ana karakter Luke Dantry,sayesinde bizde insan psikolojisini anlamaya çalışıyoruz.Okuduğum kadarıyla terör eylemlerine karışan kişiler;kendini yetersiz gören,sevgi yoksunu ve yalnız ,öz güveni eksik karakterler.Çoğunluğu ergenlik döneminde aile sevgisinden mahrum kalmış ve ya okulda arkadaş edinememişler.Bu kişiler bir konuda fanatik derecesinde tutkulu iseler onlara her şey yaptırılabilir.Tuttuğu takım için ,bağlı olduğu din için ya da etnik bir grup için.Çünkü bir yere ait olmak,önemsenmek ve aranılır olmak tek istedikleridir.Güç ve para sahibi insanlar ve kuruluşlar kendi çıkarları için bu insanları rahatlıkla kullanırlar.Buradan şu sonuca varıyoruz:
Aile her ne kadar küçük bir birlik gibi görünse de işlevi çok önemlidir.Devletlerin geleceği açısından aile içi iletişim,sevgi,destek olma ve birbirini koruma şarttır.Çocuklara yeterli sevgiyi vermekten kaçmayın,onları ne kadar mutlu ve hayata doygun yetiştirirseniz geleceğiniz o kadar güvenli ve huzurlu olur.
Kitabı okuyunca ne demek istediğimi daha iyi anlayacaksınız.Yeni kitaplarda ve yeni yorumlarda buluşmak dileğiyle...

28 Aralık 2013 Cumartesi

KİTAP TİRYAKİLERİ 3. BLOG TURU: Manastır ~ Chris Culver (KİTAP TANITIM VE VİDEO)




Davayı hızla çözmesseniz başkalarının da hayatını tehlikeye atarsınız...

Ash Rashid, artık cinayet soruşturması yürütme düşüncesine dayanamayan eski bir cinayet masası dedektifidir. 
Önümüzdeki yıl işinden tamamen ayrılacaktır. Planı budur, en azından yeğeninin cesedi şehrin en varlıklı insanlarından birinin evinde bulunana kadar. Adli tabip, ölüm nedeninin aşırı doz olduğunu söyler ama bu pek de mantıklı bir açıklama değildir. Ash, yeğeninin katilini bulmak için emirlere karşı gelerek bir soruşturma başlatır ancak, araştırmaya devam ettikçe en yakınlarını giderek daha çok tehlike altına soktuğu, karmakarışık bir davanın içinde bulur kendini. Eğer davayı çabucak çözmezse toprağa vereceği tek aile üyesi yeğeni olmayacaktır.


“Chris Culver, önümüzdeki yıllarda takip edeceğimiz bir yazar.”
- C. J. Box, New York Times Satış Rekorları Kıran Breaking Point and The Highway’in Yazarı

“Ash Rashid sert fakat merhametli bir kahramandır. Chris Culver, polisiye romanlarda cüretkar yeni bir ses.”
- Jeff Abbott, New York Times Satış Rekorları Kıran Downfall’un Yazarı


Kitap Adı: Manastır
Orjinal adı: The Abbey
Sayfa Sayısı: 422
Ebat: 13,50 cm x 21,00 cm
Yayın Tarihi: Kasım 2013

16 Aralık 2013 Pazartesi

Kağıttan Kentler- John Green



   "Rutinlerden kurtulmak lazım Margo olmak lazım. "

   Kağıttan Kentler benim için çok çok güzel bir deneyimdi. Birçok sayfada duraksadım ve düşündüm. Aşkı, gençliği, ergenliği, lise yıllarını hepsini tek tek yargıladım. Ve bir kez daha kitabın sonunda tüm tahminlerimin yıkılmasına göz yumdum.

   Ana karakterimiz: Q
   Bir de karşı penceredeki çocukluk arkadaşı: Margo

   Margo gibi kızlar hep daha sempatiktir bana göre. Yani ilgi çekici olmayı seven ama bunu davranışları yerine farklı malzemelerle ortaya koyan. Yani mesela Margo'nun renkli kıyafetler giymesi, gizli bir plak koleksiyonun olması vs. Böyle kızlar sadece bana sempatik gelmiyormuş demek ki. Q'da Margo'ya fazlaca ilgi duyuyor. Ne kadar Margo'nun özgür tavırları Q'nun sakin kişiliğiyle örtüşmese de BU AŞK İMKANSIZ DEĞİL.

"Bazen Margo gibi hissediyorum özgürlük için parçalanan ama sonu belli olan bir kağıttan insan."

   Yazar bu kitapta yeterince gençlik dönemlerine değinmiş. Dönem müzikleri, bilinmeyen şehirler, fedakar arkadaşlıklar, cesaret isteyen aşklar. Hepsini ele almış. Ve çok iyi ele alımş öyle böyle değil. Kapılıp gidiyorsunuz ve kitap bitene kadar kurtulamıyorsunuz.

***Bu kitap beni Aynı Yıldız'ın Altında'dan daha çok etkiledi. Bilmiyorum belki Q'da kendimi bulmuşumdur belki de Q gibi olmak istemişimdir.

"...Kağıttan evlerinde yaşayan bütün şu kağıttan insanlar, kendilerini ısıtmak için geleceği yakıyorlar."



GAZİ KARASU'DAN:"ASİ NEHiRİM"


Sen yatağına sığmayıp taşan asi nehirim,
Şemsi hüzün kaplamış sen yoksun diye.
Sensiz eksilen azığım olur zehirim,
Gel desem sevgili dönmez misin geriye?
Yazdın mademki katlime ferman;
Tak şimdi urganı boynuma vur sehpama,
Zaten kalmadı dizlerimde derman.
Taşımaz bu yüreğim,dayanamaz bunca gama.
Yüreğim dar bir makber sığamadı sevdam,
Gözlerini ne diye kıldın bana haram?
Gözler ki sende tekrar dirilmeye kabil,
İşte karşımda şimdi Babil şehrinin yargıçları...
Harut ve Marut seni gösterip derler bu Habil.
Sonra kılarlar beni yeryüzünün ilk katili Kabil.
Her ikisi de buna muktedir buna mukabil...
Sonra gözler bana bakar ve derler işte katil!
Bilmezler ki ben Habil'e ağlarım Habil bendeki aşka,
Gözde ayrı yaş fakat yürekte başka
Adem Havva'ya bakar Havva Adem'e
Anladım ki tende ayrı aşk yürekte başka
Yanacaksa sende yansın bu yürek aşka...



Kitap Tiryakileri 3.Blog Tur: GAZİ KARASU'DAN KAYIP MÜREKKEP BİTTİ..


  Sokak Kitaplarından çıkan Kayıp Mürekkep, yazarın okuduğum ilk kitabı. Çocukluğundan başlayan kısa bir anılara yolculuktan sonra iç dünyasını bize taşıyan deneme ve şiirleriyle devam ediyor. Okudukça yazara karşı ister istemez acımayla karışık bir yakınlık duydum. Karşılıksız bir aşkın verdiği acı, kaybedilen sevgiliye duyulan hasret ve ayrılığın neden olduğu boşluk hissi öylesine yoğun ki. Kitabı bitirdiğimde her zaman ki gibi yine düşünmeden edemedim. Böylesine acı duyacaksak neden aşkı yaşamak için uğraşıp duruyoruz. Biliyoruz ki aşk bir gün mutlaka biter.

   Kaybetmekten korkuyorsan asla sevgi ve aşkı yaşayamazsın. Acı çekmeye razıysan ve riski göze alıyorsan aşkı yaşamalısın. Sanırım kitabın özeti bu. Yazarımız bu acıyı çok yoğun hissetmiş. Onun için huzurlu ve mutlu olduğu bir dönem diliyorum. Bu sayede mutluluğun yansıdığı şiirlerini de okuyabiliriz. Acı ve hasreti böylesine içten yansıtabilen yazara başarılar diliyor ve yeni kitabında mutluluğu yakalamasını temenni ediyorum.


 Yeni kitaplarda ve yeni yorumlarda buluşmak dileğiyle...

11 Aralık 2013 Çarşamba

Baba Segi ve Üç Eşin Gizli Yaşamı- KARAKTER TANITIMI

Baba Segi: Yaşlı ve saf bir karakter olan Baba Segi’nin tek derdi çocuktur. Kız çocuğu olduğunda erkek, erkek çocuk olduğunda ise ikiz çocuk isteyebilecek bir karakter. Kötü olaylara karşı midesinde ve bağırsaklarında yaşadıkları onu espirili kılıyor.

EŞLERİ Iya Segi: Baba Segi’nin 1986’da evlendiği ilk eşi, 1986’da doğan Segi ile 1988’de Doğan Akin’in annesidir. Çok acımasız ve ölümcül hırslara sahip olan Iya Segi’nin tek amacı sırrını saklamak için Bolanle’yi öldürmektir. Iya Tope: Baba Segi’nin 1989’da evlendiği ikinci eşi ve Tope, Afolake, Motun adlı üç kızının annesidir. Çok saf ve temiz yüreklidir ve Bolanle’ye iyi davranan tek eştir. Gelin görün ki bu saflığı ve kırılganlığı yüzünden o da diğer eşleren (Iya Segi ve Iya Femi) kokmaktadır. Iya Femi: Baba Segi’nin 1994’de evlendiği eşidir. Femi ve Kole adlı iki çocuğu vardır ve çocukları da kendi gibi paraya tutkuyla bağlı, bencil ve huysuzdur. Bolanle eve dördüncü eş olarak geldiğinde onun için de işler kötü bir hal almadan bir çözüm yolun arayışına girecektir. Bolanle: Baba Segi’nin 1999’da evlendiği son eşidir. Üniversite mezunu olan Bolanle’miz küçüklüğünde yaşadığı durumları ve olayları bastırmak için Baba Segi’ye dördüncü eş olmayı kabul eder. Gelin görün ki ama evdekilerden pek azı ona iyi davranır ki bu da diğerlerinden gizli gizlidir. Bolanle aynı zamana Baba Segi’nin severek evlendiği ilk eşidir ama kısırlığı ortaya çıkınca bu sevgi ne kadar ilerleyebilecektir.

ÇOCUKLARI Segi: Baba Segi’nin ilk eşi Iya Segi’den olan kızıdır. Çok vicdanlı bir yapıya sahip olan Segi, kardeşlerine her konuda yardım ederken, annesi yüzünden de Bolanle’ye kötü davranmaktadır. Akin: Yiğit bir delikanlıdır ve aile içerisinde Bolanle’ye iyi davranan ikinci ama ilk kişidir. Tope – Afolake – Motun: Baba Segi’nin Iya Tope’den olan üç kızıdır. Her biri bir yıl arayla doğmuş olsa da adeta üçüz gibi yaşamaktadırlar ve saç, giyim konusunda birbirilerine çok benzerler. Femi ve Kole: Baba Segi’nin üçüncü eşi Iya Femi’den olan oğullarıdır. Kitapta bunlara dair pek bilgi yer almasa da yine de huy olarak anneleri gibi bencil ve huysuz olduklarından bahsedilmektedir.



Kitap Tiryakileri 2. Blog Tur: Baba Segi ve Dört Eşin Gizli Yaşamı


   "Baba Segi ve Dört Eşin Gizli Yaşamı" aslında günümüzde hala geçerliliğini koruyan bazı olayların artık sürdürülmemesi gerektiğinin bir kanıtı bence. Yazar bu olayları sade ve kolay okunabilir bir şekilde okuyucuya sunmuş. Bu yüzden kitap size ilk başlarda basit bir temel üzerine kurulmuş gibi geliyor. Fakat ilerledikçe konuya daha fazla hakim oluyor, o ortamı hissediyor ve daha fazla düşünmeye başlıyorsunuz.
 
  Konu zaten kitabın isminden anlaşılıyor. Aynı evin için yaşayan bir erkeğe bağlı dört farklı kadının kıskançlıkları, düşünceleri ve bazı sinsice planları kitabın temelini kuruyor.

   Sonuç olarak benim için kolay okunan, farklı bir kitap oldu. Eğer hep aynı tür okumaya ara vermek isterseniz bu kitabı tercih edebilirsiniz.

Diğer blog tur arkadaşlarım:
Kanalizasyon Balığı |  paraseninjoe.blogspot.com
Kitap Maceraları | kitapmaceralari.blogspot.com
Obur Kitaplık | oburkitaplik.blogspot.com

Bize buradan ulaşabilirsiniz:
Blog-Sitemiz: kitaptiryakilerii.blogspot.com
E-mail Adresimiz: kitaptiryakilerii@gmail.com

Facebook Adresimiz: facebook.com/tiryakikitap
Twitter Adresimiz: twitter.com/tiryakikitap

                                  





9 Aralık 2013 Pazartesi

SEVGİLİMDEN SON MEKTUP:AŞK İMKANSIZI BARINDIRMAZ DİYEN BİR SONLA BİTTİ...

"Ben senin kadar güçlü değilim.Seni ilk gördüğümde narin,korumam gereken küçük bir kız olduğunu sandım.Ama şimdi tamamen yanıldığımı anlıyorum.Sen güçlü olandın,bize asla izin verilmeyecek olsa da bu tür bir ilişkiyi yaşayabilecek olan..."
Yukarıdaki alıntı genel olarak size kitap hakkında bir fikir verdi sanırım. Kitabın temelini bu paragraf oluşturuyor.Geçmişte yaşanmış bir aşk hikayesinin şimdiki zamanda yaşayan Ellie'nin hayatını nasıl etkilediğini etkileyici bir dille anlatmış yazarımız.Bazen bir kafede arkadaşlarla ilişkiler hakkında konuşuyormuş gibi  bazen de duygusal bir filmi tek başına ağlayarak izliyormuş gibi yaşayarak okuyorsunuz.Akıcı,esprili ve 
zevkle okunacak kitaplar arasında.
 Kitabı bitirdiğimde hikayenin bana Sarah Jıo'nun Yağmur Sonrası adındaki romanını çağrıştırması beni biraz hayal kırıklığına uğratsa da vakit kaybı olduğunu düşünmüyorum.Duygusal ve içinde aşkı barındıran hikayeler arayanlara tavsiye ederim.
Roman bittiğinde aşkın bana ne anlattığını düşünmeden edemedim.Bence aşk;imkansızı başarmak için uğraştığımız süre boyunca hissettiğimiz duygudur.İçinde zevk,hırs,mücadele,korku,heyecan vardır.Ne zaman imkansız dediğimiz olursa o an aşkta biter.Ya ulaştığımız şeyi sever ve ömür boyu hayatımızda ona yer veririz ya da istediğimizin o olmadığını anlayıp sonsuza dek hayatımızdan çıkarırız.Doğrusu ben ,aşkla başlayan bu yolculuğun sevgiye dönüşeninden yanayım.Yorumlarımı takip eden arkadaşlar da benimle düşüncelerini paylaşırlarsa sevinirim.
Yeni kitaplarda ve yeni yorumlarda buluşmak dileğiyle...