MOLOKA'I BİR DÜŞTEN İBARET romanı bazen isyanla bazen hüzünle çoğu zamanda aldığınız her sağlıklı nefese şükrederek okuyacağınız sarsıcı bir kitap.
Okumayı bitirdiğimde derin bir oh çektim, ana kahramanın yerinde olmadığım için. Eminim okuyanlar da benimle aynı fikri paylaşacaktır.
Henüz yedi yaşınızdayken sırf başkaları sağlıklı yaşasın diye ailenizden ve yaşadığınız topraklardan uzaklaştırılsaydınız ve hayatınızın geri kalanını karantina altında geçirseydiniz neler hissederdiniz?
Hastalığınızdan dolayı sevdiğinize kavuşamasaydınız ya da çocuğunuz elinizden alınsaydı hala hayata sıkı sıkı sarılabilir miydiniz?
İnsanlar yıllar geçtikçe teknolojiyle ve gelişen imkanlarla tanışırken siz hala elektrikten ve modern hayattan uzak, ilkel koşullarda yaşamaya terk edilmişseniz isyan etmez miydiniz?
Daha çocukken ölümle tanışıp hayatınıza giren tüm arkadaşlarınızı teker teker kaybederken, neden hala sıra bana gelmedi diye kafayı yemez miydiniz?
Yukarıdaki tüm bu soruların cevabı kişiden kişiye değişse de içerdiği acı anlam özünde aynı. Bazı insanlar ne yazık ki doğarken ölümle çok çabuk arkadaş olmak zorunda kalıyor. Savaşı ve hayat mücadelesini çok erken öğrenmek zorunda kalıyor. Bizler de onların sayesinde kendimizi şanslı sayıp,onların yerinde olmadığımız için şükretmekten kendimizi alamıyoruz. Acı ama gerçek.
Bu kitap sayesinde bilimin önemini de bir kez daha anlamış bulunuyorum. Kimileri için sadece bir araştırma ve sonuçlarından ibaret olan bir keşif, bir insan için hayati değer taşıyabilir. Bu yüzden araştırmaktan ve düşünmekten vazgeçmemeliyiz. Belki de bu sayede yaşanan acıları bir nebze olsun azaltabiliriz. Birileri için hayat hala devam etmeli ve umut ışığı kendini göstermeli.
Yeni kitaplarda ve yeni yorumlarda buluşalım...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder